KAGİDER Ekonomi Danışmanı Özlem Derici Şengül Yazdı: Ayın Sürprizi: Merkez Bankası'nda Başkan Değişikliği

KAGİDER Üyesi | 2ay önce | 5 dakikalık okuma

Değerli  KAGİDER üyeleri

İçinde bulunduğumuz dönemin yine dopdolu olan ekonomik gündemi sizler için özetleyip olası etkilerini paylaşmaya çalıştık.

– Merkez Bankası Başkanı değişti (yine)

– TCMB’den faiz artışlarına son

– Enflasyonda artış devam ediyor

– Büyümede belirginleşen yavaşlama

– Piyasa faizlerinde artış

· Merkez Bankası Başkanı istifa etti.

2 Şubat Cuma akşamı sürpriz bir gelişme olarak TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan görevinden affını istedi ve TCMB Başkanlığından ayrıldı. Bilindiği üzere Merkez Bankası başkanları 5 yıllığına göreve atanıyor ancak TCMB’de bu değişiklikle son 5 yıl içerisinde 5 kez TCMB Başkanı değişikliği yaşanmış oldu. Sayın Erkan’ın yerine 8 ay kadar önce Başkan Yardımcısı olarak atanan Fatih Karahan getirildi. 2012-2022 yılları arasında NY Fed'de, 2022 yılı sonrasında da Amazon'un başekonomisti olarak görev yapan Karahan'ın başkan yardımcısı olarak atanması o dönemde piyasalar tarafından olumlu karşılanmıştı. Türkiye tecrübesi sınırlı da olsa merkez bankacılığı tecrübesinin bulunması ve ortodoks politikalara dönüşü sağlayan ekibin içinde yer alması başkan değişikliğinin piyasalar tarafından sindirilmesini kolaylaştıracaktır. Bu yüzden piyasada olumsuz bir tepki oluşmadı. Merkez Bankası'nın politika duruşunda da önemli bir değişiklik oluşacağını düşünmüyoruz.

· TCMB’den faiz artışlarına mola

Merkez Bankası Ocak PPK toplantısının ardından politika faizini piyasa beklentisine paralel şekilde 2.5 puan artışla %45.0’e yükseltti. TCMB dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine ulaşıldığını ve bu düzeyin gerektiği müddetçe sürdürüleceğini belirtti ve enflasyon görünümü üzerinde belirgin ve kalıcı riskler oluşması durumunda parasal sıkılığı gözden geçireceğini ekledi. Bu açıklamaları şimdilik faiz artışlarını durduruyoruz ancak gerekirse yeniden başlatırız şekline okuyabiliriz. Politika faizindeki artışa rağmen KKM’de daha ciddi bir çözülme görülmeden ve TCMB’nin tüm enstrümanları ile miktarsal sıkılaştırmaya yoğunlaşmadan parasal aktarım mekanizmasında iyileşme ve mevduat ve tahvil faizlerinde hızlı bir yükseliş beklemiyoruz. Bu yüzden TCMB’den faiz dışı enstrümanlarla enflasyona müdehale hamleleri görebiliriz ancak bunların etkinliği ve ne kadar zamanda enflasyonu aşağı getireceği belirsizlik arzediyor.



TCMB yılsonu enflasyon beklentisini değiştirmedi

TCMB Başkanı Fatih Karahan başkanlığında yapılan ve başkan yardımcıları Hatice Karahan ve Cevdet Akçay’ın da katıldığı Enflasyon Raporu sunumunda bu yıl ve gelecek yıl sonu enflasyon beklentileri önceki raporla aynı düzeyde %36.0 (%30-%42 arası) ve %14.0 (%7-%21 arası) olarak açıklandı. Toplantının sonuna doğru Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın hedefin neden değiştirilmediğine dair açıklamaları da enflasyonla mücadelede beklenti yönetimi açısından önemliydi. Cevdet Akçay şu anda TCMB olarak %45’lik politika faizini daha anlamlı çalışır hale getirmeye çalıştıklarını belirtti. Akçay’ın açıklamalarına göre para politikası ile mevduat faizi linki kopmuş durumda, parasal aktarım linkleri kopmuş durumda ve TCMB bu linkleri yeniden kurmaya çalışıyor. %36’ın iddialı olarak değerlendirilmesi ile ilgili olarak iddialı ve erişilebilir bir hedefin iddiasız ancak ulaşılamaz bir hedeften çok daha iyi olduğunu belirtti. Sözün özü TCMB önümüzdeki dönemde beklentilere göre enflasyon tahminini değiştirmek yerine bu hedefe ulaşmak için kullandığı araçları değiştirecek ve paranın fiyatındaki artıştan ziyade paranın miktarını azaltan önlemleri ön plana çıkartacak.

TCMB Enflasyon Tahminleri



Enflasyondan yıla yüksek oranlı başlangıç

Ocak ayında enflasyon %6.7 gibi yüksek bir oranda gerçekleşirken yıldan yıla enflasyon %64,77’den %64,86’ya yükseldi. Artışta yıllık bazda %111.8’e fırlayan kira enflasyonunun yanı sıra gıda ve ulaştırma fiyatlarındaki artışlar etkili oldu. Yılın ikinci yarısında baz etkisiyle önemli bir düşüş görecek olsak da %40’ın altında kalıcı bir enflasyon seviyesi için TCMB’nin miktarsal sıkılaştırma hamlelerini artırması gerekiyor. Bu anlamda TCMB çeşitli adımlar attı ancak seçim öncesinde bu yönde çok büyük bir çaba içinde olunmasını beklemiyoruz. Seçim sonrasında ise hem piyasadaki fazla likiditenin süpürülmesi, hem elektrik ve doğalgaz zamları hem de tüketici kredi kartlarının kullanımında sınırlamaya dönük önlemlerin peşi sıra gelmesini ve talebi önemli ölçüde baskılamalasını bekliyoruz.




· Büyüme göstergelerinde yavaşlama emaresi

· Ocak’ta reel sektör güven endeksi önceki aya göre %0,5 düşüşle 102.9 değerini aldı. Aylık düşüş büyük ölçüde üretim hacmi, toplam istihdam ve ihracat siparişlerindeki düşüş nedeniyle gerçekleşti.

· Ocak’ta kapasite kullanım oranı (KKO) mevsimsellikten arındırılmış bazda önceki aya göre 0.9 puan düşerek %76,4 oldu. Geçen yıl Ocak ayına göre ise KKO %0.8 puan yukarıda.

· Kasım’da tüketici güven endeksi ise 74.6’dan 75.5’e yükseldi.

· Eylül’de perakende satışlar daha da hız keserek geçen yıla göre %13.8 büyüdü. Önceki ay bu oran %17,2 olmuştu.

· Aralık’ta üretimde ivme kaybına devam

Sanayi üretimi Aralık’ta geçen senenin aynı ayına göre %1.6 büyüyerek yılın son çeyreğinde 3. çeyrekte kaydedilen %4,9’luk büyümeye göre önemli bir yavaşlama göstererek %1.0 büyüdü. Üçüncü çeyrekte önceki yılın aynı ayına göre % 7.7 gibi çok yüksek bir oranda büyüyen takvim etkisinden arındırılmamış üretim artışı ise son çeyrekte %0.7 olarak gerçekleşti. Yılın tamamına bakıldığında deprem bölgesinin yeniden imarı sermaye malları üretimini güçlü tutmuş gibi görünüyor. Sermaye malı üretimindeki 2023 yılı artışı %15.5 olurken geçen yıl bu oran %14.2’ydi. Öte yandan ara malı, dayanıksız mallar ve enerji üretimi geçen seneye göre daraldı. 2023 yılı boyunca sanayi üretiminin genel olarak az da olsa büyüyen bir seyir izlediğini görsek de 2022 yılında %5.6 büyüyen sanayi üretimi 2023’te %0.9 büyüdü. Bu düşüş, küresel ekonomideki belirsizlikler nedeniyle ihracat performansındaki düşüş ve enflasyonist baskıları yansıtıyor. Tüketim verilerinin kuvvetli olması son çeyrekte halen büyümenin kuvvetli bir oranda gerçekleşebileceğini düşündürse de üretimin zayıf performansı yılsonunda toplam GSYH büyümesinin %4.0’ün üzerinde gerçekleşmesini engelleyebilir.



· Piyasa faizleri ve kurda hafif artış

TCMB’nin attığı adımlar sonunda enflasyonda henüz anlamlı bir sonuç görmezken piyasa faizlerinde hafif de olsa bir artış görüyoruz. Buna göre geçen yılsonunda sonunda %53.5 olan ortalama ticari kredi faizleri Şubat’ın ilk haftasında %53.9’yayükselirken 1 ay vadeli mevduat faizi ortalama %43.68’den %43.89’a yükseldi. Bankaların artan maliyetlerini hafifletme çabası 3 ay vadeli mevduat faizinde aynı dönemde ortalama %52.50’den%51.0’e düşüşü beraberinde getirdi. Bu oranlar içerisinde KKM’den TL mevduata dönüş durumunda ödenen yüksek mevduatların da yer aldığını hatırlatalım.



· Kurda kademeli artış devam ediyor

Kur tarafında ise TCMB döviz bazlı KKM dönüşlerinden doğan döviz talebini karşılayacağını açıklamasına rağmen piyasada seçim dönemi yaklaşırken oluşan döviz mevduatı talebi kurda yükselişin devam etmesine neden oluyor. Buna göre 2023 sonunda 29.465 seviyesindeki USDTRY kuru yılbaşından beri %4.0 artışla Şubat ortasında 30.7’nin üzerine yükseldi. Önümüzdeki dönemde dış borç ödemelerinin yoğunluğu ve bu nedenle oluşan döviz talebi bu kademeli artışın devam etmesine neden olacaktır.



· Kadın işsizlik oranında artış

Aralık’ta toplam istihdam 399 bin kişilik artışla 32.1 milyon kişi olurken kadın istihdamı 208bin, erkek istihdamı ise 191bin kişi arttı. İşsiz sayısı ise önceki aya göre 12bin kişilik düşüşle 3.10 milyon kişi oldu. Böylece 2023 yılında toplam 716 bin kişilik istihdam yaratılmış oldu. Aralık’ta işsizlik oranı yüzde 8,9'dan %8,8'e gerileyerek istihdam piyasasının kuvvetli seyretmeye devam ettiğini teyit etti. Erkek işsizlik oranı %7,4'ten %7,1'e geriledi; kadın işsizlik oranı ise %11,9'dan %12,0'ye yükseldi. İstihdam oranı %48,2’den %48.8’e yükselirken işgücüne katılım oranı %53.0’ten %53,5’e çıktı. Bu artışın büyük bir kısmı istihdama dönüşmüş görünüyor. Sanayi üretimindeki zayıf seyre rağmen yatırım ivmesinin kuvvetli olması ve ücret artışlarının hizmet talebini kuvvetli tutması sayesinde istihdam piyasası yılsonu itibarıyla kuvvetli duruşunu koruyor gibi görünüyor. Ancak bu olumlu resmin bir bölümünün işgücüne dahil olmayan veya yarı zamanlı çalışan kesimden kaynaklandığını görüyoruz. Bu kesimleri içinde barındıran atıl işgücü oranı Aralık’ta hızlı bir bozulmayla %22.6’dan %24.7’ye yükseldi. Önümüzdeki dönemde sıkı para politikasının gecikmeli etkileri ve kredi koşullarının sıkılaşması toplam talebi düşüreceğinden istihdam piyasasının da güç kaybettiğine şahit olabiliriz.




· Cari açıkta düşüş devam ediyor


Aralık ayında cari açık 3.0 milyar dolar civarındaki piyasa beklentisinin oldukça altında kalarak 2.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Geçen senenin aynı ayında cari açığın 6.0 milyar dolar olması 12 aylık toplam açığın Kasım ayındaki 49.1 milyar dolar seviyesinden 45.1 milyar dolara gerilemesine neden oldu. Geçen sene 2022 yılının tamamında 49.1 milyar dolar ile GSYH’ye oran olarak yılı %5.4 açıkla bitiren cari denge bu yıl tahmini GSYH’mize oran olarak %4.6’ya gerilemiş oldu. Bu yıl boyunca bu düşüşün devam etmesini ve 2024 yılında cari açığın daha düşük bir seviyede gerçekleşmesini bekliyoruz. 2022 sonunda bankaların borç çevirme oranları %91.8 seviyesindeyken bu oran 2023 sonunda %112.9’ya yükselirken diğer sektörlerin borç çevirme oranı %167.2’den %131.4’e geriledi. Aynı dönemde kısa vadeli dış borcun 149.1 milyar dolardan Kasım itibarıyla 171.9 milyar dolara yükselmesi de borç çevirme oranlarının yüksek kalmasına neden olmuş gibi görünüyor. Önümüzdeki dönemde ekonomik yavaşlama ve TCMB’nin swap stokunu eritme çabası kısa vadeli dış borç stokunda azalmayı beraberinde getirebilir. Bu söz konusu olmazsa dış finansman ihtiyacı kur üzerinde baskı oluşturmaya devam edecektir. Dış borç stoku ve önümüzdeki 1 yıllık cari açıktan oluşan dış finansman ihtiyacının 2023 sonu itibarıyla 235 milyar dolardan 254 milyar dolara yükseldiğini tahmin ediyoruz. Bu yüzden kurda rahatlama için cari açıktaki düşüşün yanı sıra kısa vadeli dış borçta da bir düşüş görmemiz gerekiyor.




KAGİDER Üyesi

Girişimci

KAGİDER Üyesi